Akademik anlamda beceri kazandırmanın pek çok yolu vardır. Benim mesleki olarak ve ilgi alanı olarak üzerinde durduğum ise bilişim teknolojilerinin öğrenmeye etkisi. İnternet teknolojisi de bu kavramın başını çeken, tüm dünyayı birbirine bağlayan, bilginin yarılanma ömrünü –bu yazı 2011’de yazıldı– 1 yıla indiren baş döndürücü bir mecra.
İnterneti ben-sen-o seviyor ve kullanıyoruz. Biz-siz-onlar geliştiriyor ve yaygınlaştırıyoruz.
Çocuklar eğlenmek için, gençler eğlenmek için, büyükler eğlenmek için, yaşlılar eğlenmek için kullanıyoruz 🙂 Ama hala, bu inanılmaz ortamda öğrenme olayı yeterli düzeyde değil. 21.yy’da doğan çocuklarımız 21.yy becerilerini hızla kazanmak isterken–özellikle öğretmenler olarak biz- ısrarla alışılagelmiş öğretim yöntemlerini, öğretim gereçlerini kullanmakta ısrar ediyoruz. Oysa çocuklarımız bizim çocukluğumuza nazaran daha fazla çevresel uyarıcılarla karşı karşıya. Bu durumu kavrayarak onların dilinden konuşmak, onların olduğu taraftan öğrenmeyi gerçekleştirmek mantıklı gibime geliyor. Özellikle bilişim teknolojilerinin öğrenmeye etkisi konusunda, 4 yıl lisans okumuş ve 9 yıl öğretmenlik yapmış biri olarak böyle düşünüyorum. Nitekim özel şirketlerin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda hızlı ve geniş çaplı yatırımları oldu, oluyor ve olacak.
Buraya kadar “abstract” olarak algılanacağını düşünerek 🙂 inceleme yazımın gelişme kısmına geçiyorum.
Bir oyun sitesi. Eğitimsel bir çalışma. Fiziksel mekanı, Birleşik Devletler içinde bulunan New York eyaleti. Adı arcademic skill builders. Web adresi de bu. Bu site içinde; ekleme (4 farklı oyun), çıkarma (4 farklı oyun), çarpma (5 farklı oyun), bölme (4 farklı oyun), tamsayılar (3 farklı oyun), ondalık sayılar (3 farklı oyun), para hesabı (2 farklı oyun), kesirler (5 farklı oyun), zaman hesabı (2 farklı oyun), coğrafya (4 farklı oyun), edebiyat (4 farklı oyun) kategorileri var. Toplam 40 oyun yapıyor benim hesabımla.
Oyunların hemen hepsinin multiplayer (çoklu oyuncu ve çoklu oynama) ve singleplayer (tek oyuncu olarak oynama) desteği var. Yani öğrenciler bu oyunları aynı anda birlikte oynayabilir, birlikte eğlenebilirler (fun-share olayı).
Oyunların birkaçını kendim bizzat oynadım. Evet, itiraf ediyorum çok keyif aldım! Okulumda 13 yaşındaki 7.sınıf öğrencilerine, 10 yaşındaki 4.sınıf öğrencilerine oynamaları için adresi verdim ve onları yeterli süre izledim. Çocukların bu oyunda eğlendiklerini ve beyinlerindeki sayısal işlere bakan nöronların pek bir hızlı çalıştığını keşfettim (sınıftaki gürültü ve hareketlilikten). Ayrıca birbirlerini izlediklerinde (perdeye yansıttığımda) bütün sınıfın tek bir oyuncuyu izleyerek sorulara birlikte ve hızlı yanıt verdiğini gördüm.
Oyunlardaki ana tema yarışma. Yarışma içinde de bilgilerin pekişmesine ve kalıcı bellekte kalmasına yardımcı olmasına sebep olacak şekilde; sorular çok kısa sürede yanıtlanacak şekilde sorular geliyor. Sorulara, el-göz koordinasyonunu iyi kullanan oyuncu, önce zihninden doğru yanıtı buluyor sonra 4 seçenekten birine fare imlecini sürükleyip tıklıyor. Elbet bu anlık olan bir durum. Burada yazdığım gibi uzun bir süreç değil. Zaten işin eğlenceli ve öğrenceli tarafı da bu!
Kesinlikle tavsiyemdir, deneyin.
Sonuç kısmına gelince. Sitedeki oyunlar Kansas Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma ekibince öğretmen, öğrenci ve yazılımcılarla birlikte eşgüdümlü hazırlanmış. Birleşik Devletler Ulusal Bilim Vakfı’nca destekleniyor. Gelecekte ipad cihazları ve android sistemli mobil cihazlarda da oynanabilmesi için çalıştıklarını söylüyorlar. 21.yy sınıfları, 21.yy becerileri ve oyun ile öğrenme konusunda yoğun çalışma içindeler. Hoş olan bir yönleri de hedeflerinin gerçekçi olması. Örneğin orta vadede 12 oyun daha eklemeyi hedeflediklerini belirtmişler ve mobil cihazlara uyumlu yapmaya çalıştıklarını söylemişler. Gerçekçi hedefleri olan bu ekibi, taaa Türkiye’den tebrik ediyorum, buna benzer çalışmaların ülkemiz üniversitelerinde daha çok yürütülmesini diliyorum. Bizim üniversitelerimiz de buna benzer çalışmalar yapıyorlar ancak reklam kısmına gelince sanırım zayıf kalıyoruz. Bir eksiğimiz de akademisyenlerimizin sahadan uzak olmaları. Sürekli tez vermek için anket-gözlem-mülakat yapmakla sahayı anlamak mümkün değil. Sahadaki (yani gerçek okullardaki) eğitmenlerle (derse girip çıkan öğretmenlerle) eşgüdüm sağlanmalı. Üniversite doğrudan okulun gelişimine, okul da üniversitenin araştırma alanını genişletmesine olanak sunmalı.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.
İyi çalışmalar mutlu günler dilerim.
kaliteli güvenilir site
Teşekkürler bilgilendirme için.