Bloglar Değer Mi Kaybediyor?

Böyle bir yazıyı yazma sebebim şu son günlerde sanki bana inat bu konunun karşıma çıkması oldu! Gerek kısa bir süre önce okumuş olduğum kitapta gerekse dün akşam televizyon kanallarını zaplarken karşıma çıkan TRT’deki Sosyal Medya programında kısa bir tartışma konusu olması, bu konudaki düşüncelerimi yazıya alma kararını verdi bana. Bir yanım bu konuya katılırken diğer yanım ise blogun kişiler için önemli olduğunu düşündürüyor. Kafamda her iki tarafında olur yanları yankı yapıyor. Buna iki farklı açıdan da yaklaşmaya çalışacağım, sonra isterseniz blog yazmaya devam edersiniz veya artık bundan vazgeçersiniz. Ancak benim buna devam edeceğim kesin gibi görünüyor. 🙂

Evet Bloglar Değerlerini Kaybediyor!

İçinde bulunduğumuz ve bir yanda da geride bırakmaya çalıştığımız web 2.0 serüvenin içerisinde büyük bir role sahip olan bloglar, web 3.0 ile özellikle firmalar ve şirketler açısından değerini kaybetmiş ya da kaybetmeye yüz tutmuş olarak görmek mümkün. Çünkü başlarda reklam unsuru olarak da görülen bloglar artık web 3.0 oyuncusu olan Twitter gibi kısa, herkesin içeriği görmesini sağlayan ve çok kullanıcılı sosyal ağlardan geride kalmakta. İnsanlar için zamanın değerli olması sebebi ile bir internet sayfasında geçirilen sürenin sanırım her geçen düşüşte olmasını düşünmek haksız olmasa gerek.

Gerek takipçi sayısının artışını hızlı bir şekilde başarmak gerekse paylaşılacak konunun özünün verilmesi ile uzun yazılar içeren bloglar yerlerini sosyal ağlara bırakıyor olabilir. Bu sadece okuyucu için değil aynı zamanda blog yazarı için de geçerli olabilecek bir husus! Çünkü bir blog yazısının hazırlanması onu okumaktan daha uzun sürdüğü bir kesin. Özellikle karşılığını alamayan yazarlar için bu artık yazmayı vazgeçirebilecek bir motivasyon kaybına büyük bir sebep olabilir.

Tüm bunların yanında blogun değerini kaybettirecek olan bir diğer husus ise çok fazla benzer içerikte hatta karmaşa içinde ya da kopya içerik blogların mevcut olması artık blogun değerini kaybettiğini düşündürebilir. Şahsen kopya içerik ve düzensiz olarak tasarlanmış, sadece saçma sapan reklamlardan para kazanmak için yayında olan blogları görmek bir blog yazarı olarak beni de bazen ACABA? düşüncesine itiyor.

Ayrıca blogların değer kaybettiğini, Mishael Tasner’in “Anında Pazarlama” adlı kitabında bloglar konusunda vermiş olduğu bilgiler beni düşündürmeye başladı.

Hayır Bloglar Değerlerini Kaybetmiyor!

Bloglar kimileri için artık değer kaybettiği düşünülse de, sanırım ben ve benim gibi bazı blogerlar için; düşüncelerini yazarak başkalarına aktarma konusunda bir tecrübe sahası olma, yazma konusunda kendini sorumlu hissetme duygusu, yazarların büyük emeklerle hazırlamış oldukları yazıların saygı gösterme (bu gazete, internet, blog, kitap yazarı olabilir) ve en önemlisi bazıları için bir manevi değer taşıyabilmesi, onun değerli kılınması için yeterli sebeplerden bir kaçı olabilir.

Blog yazmanın aslında görüldüğü gibi kolay olmadığı kabul gören bir gerçek. Orjinal içerik üreterek bloga değer vermek aslında bu dönemde daha değer kazanıyor. Çünkü artık insanlar gibi arama motoru devi olan Google dahi bunları daha değerli görüyor.

Sonuç!

Her şeye rağmen; nefes almaya devam ettikçe blog yazmaya devam edeceğim, hatta insanları tematik ve özgün içerikli blog yazmaya davet edeceğim.

Buradan bir kez daha kopya içerikle ya da sayfasının her yerine hatta belli belirsiz yerlerine gizlenmiş reklamlar ile para kazanmaya çalışan arkadaşlara seslenmek istiyorum. Elimizdekini değerli kılmak bizim elimizde, onu olması gerektiği gibi kullanalım. Biz güzel şeyler yaptıkça her zaman karşılığını almaya devam edeceğiz, bu gerek reklam teklifleri ile gerekse insanların takdirleri ile!